Galata Mevlevihanesi ve Ahmed Celâleddin Dede

Yerlisinden yabancısına hemen hemen herkese, ‘’İstanbul’da gezilecek yerler neresidir?’’ diye sorulacak olsa şüphesiz bu cevaplardan birisi Galata Kulesi olurdu. Galata Kulesinin herkes tarafından tanınması, çevresinde en az onun kadar kıymetli yerlerin tanınmasının önüne geçiyor. Bu yerlerden birisi de Galata Kulesine yürüme mesafesiyle, yaklaşık 500 metre uzaklıktaki Galata Mevlevihanesidir. 

İstanbul’un ilk Mevlevî âsitânesi olan Galata Mevlevihanesi bu adıyla bilinse de başka adlarla da anılmaktadır. Bu adlar; Kulekapısı Mevlevihanesi veya Galip Dede Tekkesi’dir. Afyon Mevlevihanesi’nin şeyhi Semai Mehmed Dede tarafından 1491 yılında kurulan Galata Mevlevihanesi, faaliyetine 1925 yılına kadar devam etmiştir. 1491 yılında kurulan Galata Mevlevihanesi günümüze kadar ilk haliyle maalesef gelememiştir. Çeşitli tadilat ve onarımlardan geçen bu yapıya en fazla hasarı veren iki tane olay mevcuttur. Bunlar:  1509 yılında gerçekleşen ve adına küçük kıyamet denilen İstanbul Depremi ve 1765 yılında gerçekleşen Tophane yangını. Bu iki olay neticesinde ciddi hasarlar alan Galata Mevlevihanesi, devrin padişahları ve Mevlevihane’nin postnişînleri tarafından onarılarak faaliyetlerine devam edebildi.

İstanbul’un en eski Mevlevî âsitânesi 1925 yılında kapatıldı. 1975’te birçok girişim ile birlikte Divan Edebiyatı Müzesi olarak açılmış ise de son olarak 2008-2011 yılları arasında yapılan onarımlar ile Galata Mevlevihanesi Müzesi olarak hizmete girmiştir.  1925’te Galata Mevlevihanesi’nin kapatılması olayı ise Mevlevihane’nin o sırada şeyhi olan Ahmed Celâleddin Dede’nin dönemine denk gelmiştir. Gelibolu Mevlevîhanesi şeyhi Hüseyin Azmî Dede’nin oğlu ve aynı zamanda Kahire Mevlevîhanesi şeyhi Mehmed Bahaeddin Dede’nin de küçük kardeşidir. Böylece baba ve iki oğul Gelibolu-Kahire-İstanbul arasında adeta bir Mevlevî şeyhi ve oğulları üçgenini oluşturmaktadır. Bu üçgenin İstanbul köşesini oluşturan Ahmed Celâleddin Dede, Galata Mevlevihanesi’nin şeyhi olmadan önce 3 yıl kadar Üsküdar Mevlevihanesi’nin de şeyhliğini yapmıştır.

Mevlevî usul ve adabını en iyi şekilde bilip uygulayan Mevlevîler arasında zikredilen Ahmed Celaleddin Dede, yaşadığı dönemin kıdem ve irfan itibarıyla en büyük Mevlevîsi olarak değerlendirilir. Hatta Ahmed Yüksel Özemre’nin ”Üsküdar’da Bir Attar Dükkânı” adlı kitabında Ahmed Celaleddin Dede’nin yaşadığı şu olayı anlatmadan geçmek olmaz. ‘’Dede gençliğinde siyatikten muzdaripmiş. Aylardır yataktan kalkamıyormuş. Bir gün Seyyid Abdülkadir Belhi Hazretleri ziyaretine gelmiş. Dede yataktan doğrulamamış ve bu hale üzülerek Hazret’e halini arz etmiş, özürler dilemiş. Seyyid Hazretleri ‘Üzülmeyiniz, geçer!’ demiş. Koyu bir Hak sohbetinden sonra misafiri destur istemiş. Ahmed Celaleddin Dede, Belhi Hazretlerini sokak kapısına kadar istikbal etmiş. Aylardır yataktan çıkamamış olan Dede, üst kata yatağına döndüğünde siyatik filan kalmamış olduğunu idrak ederek Hazret’in tasarruf kudretine şahit olmuş.’’ 

Son olarak, Ahmed Celaleddin Dede, 1925’te  Galata Mevlevihanesi’nin kapatılması hakkında şunları söylemiştir:

Âsumândır kubbesi hep ahterân âvîzesi
En ziyâ-bahşâ kanâdîli güneşle mâhdır
Seddolunmakla tekâyâ kaldırılmaz zikr-i Hak
Cümle mevcûdât zâkir kâinât dergâhdır

Kubbesi gökyüzüdür, âvîzesi yıldızlardır En ışıklı kandilleri ise güneşle aydır Tekkeler kapatılmakla Hakk’ın zikri kaldırılmış değildir  Zirâ bütün varlıklar Hakk’ı zikredip durmaktadır ve kâinat bir dergâhtan ibarettir

Bünyamin Özgan

Kaynakça

Yavuz Özdemir-Galata Mevlevihanesi Müzesi

Ahmed Yüksel Özemre-Üsküdar’da Bir Attar Dükkânı

https://islamansiklopedisi.org.tr/ahmed-celaleddin-dede