Roma

İtalya’nın Lazio bölgesinde yer alan hem bölgenin hem de ülkenin başkenti Roma! Sokaklarında gezerken zamanda yolculuk yaptığınızı hissettiğiniz, geçmişiyle bağlantıları güçlü ve hala yaşayan bir kent.

Roma’dayken görülmesi, gezilmesi belki de deneyimlenmesi gereken mekan sayısı o kadar çok ki. En çok etkilendiklerimle veya bence Roma’yı haritayla sokak sokak gezme şansı ve vakti olan bir mimar olarak Roma’yı Roma yapan yapılardan bahsetmek isterim.

Zamanının en büyük yapılarından biri olan Kolezyum, adeta dehşet verici. Kullanılan malzeme, ölçek, ona çıkan caddelerde kendini belli eden, selamlayan ve davet eden heykelsi duruşu hafızamda yer etmiştir. Plan kurgusu olarak sıradışı, ışık-gölge oyunlarıyla da kendisine hayran kaldığımı söyleyebilirim. Zamanının gladyatör savaşlarının mekanını deneyimlemeyi herkese tavsiye ederim.

Roma’da bir yandan şehri gezerken bir yandan Antik Kent kalıntılarıyla karşılaşabilirsiniz. Kalıntıların tamamını Roma Forumu’nun içinde değil, kentte her gün yürüdüğünüz yollarda da görmek mümkün bu ihtiyar kentte. Alttaki fotoğraflar kapalı bir müzede değil sokakta kentliyle iç içe bir alanda çektiklerim mesela.

Roma İmparatorluğu’nun ticaret ve hukuk merkezi olan Roma Forumu’nda ise Kolezyum’la birbirlerine çok yakın, yine iç içe bir kent dokusu mevcut. Forumun içinde ise filmlerde gördüğümüz sahneleri aratmayan Tapınaklar, Bazikalar ve Tören yollarıyla sizi yönlendiriyor merkez. Palatino Tepesi’nden hem forumu hem de kenti izlemek de günün en güzel sonucu olsa gerek.

Tüm tanrıların tapınağı Pantheon’da ise içeri giriş için belli kriterler gerekiyor, mini etek, dekolteli üst vs kabul edilmiyor. İçerideki atmosfer bambaşka. Büyüleyici kubbesiyle bakışları kendine sabitliyor, adeta başınız dönüyor güzelliğinden.

Şehirde büyük büyük caddeler belli rotalara çıkıyor, bunlardan biri neoklasik üsluplu ve içerisinde pek çok sanat ürünü barındıran Vittorio Emanuele II Abidesi’nin olduğu Venezia Meydanı’ndan Popolo Meydanı’na giden cadde olan Via del Corso.

Bir diğer aks ise İspanyol Merdivenleri’nin olduğu meydandan ünlü markaların yer aldığı şehre akan hareketli caddelerden olan Via Dei Condotti. İspanyol Merdivenleri’yle tepeye çıkıp şehre yukarıdan bakmak da yapılması gereken aktivitelerden.

Trevi Aşk Çeşmesi’ni de atlamamak lazım, bir çeşme bu kadar mı güzel olur? Binayla bütünleştiği ve çoğu insanın fark etmediği noktalarda bile bir özen var, taş işçiliği var. İnsanları toplamak adına Roma gibi güçlü meydan kurguları olan bir kent daha görmedim. Ya da bu toplanma esnasında insanlara sunduğu aktiviteleri veya dinlenmeyi kaliteli hale getirme konusunda daha güçlüsünü henüz gezmedim sanırım da diyebilirim.

Ve şehir içinde ülke deneyimi Vatikan’dan bahsetmek isterim. Vatikan, Hristiyanlık dininin ve Katolik Mezhebi’nin yönetim merkezi olsa da ilginç tarihi ve barındırdığı sanat eserleriyle görülmeye değer bir nokta. Tiber Nehri’ni geçerek yürüyerek ulaşım sağlanabilir. Giriş kısmında havaalanına giriyor gibi kontrol ediliyorsunuz, ortasında havuz olan bir meydan sizi karşılıyor. Ve katedrale girmek için sıraya girip kontrolden geçiyorsunuz. Bu biraz zaman alıyor ama sonunda büyüleyici bir mekana girmek bunların hepsini katlanır hale getiriyor.

Son olarak konaklama alanınıza dönüşünüzü Tiber Nehri’nde güneşin batışına denk getirirseniz siz de kalbinizi Roma’da bırakıp dönebilirsiniz.

Sevde Şahin