1- Marakeş \ Fas
Fas’ın turizm şehri olarak bilinen Marakeş, mimari yapılarının tamamının kızıl olmasından kaynaklı ‘Kızıl Şehir’ olarak da adlandırılmaktadır. Marakeş’in eski şehrinde adeta geçmiş zamanları ve bir nevi yoksulluğu yaşarken, yeni şehrinde AVM, kafeler ve yapılar ile adeta başka bir dünyaya geçilmektedir. Jemaa El-fenaa meydanı; Marakeş’te gidip görülmesi, tropikal meyvelerinin de bulunduğu taze sıkımlı meyve sularının tüketilmesi gereken bir yerdir. Bu meydan Fas’ın yöresel yemekleri, yöresel kıyafetleri, ellere dövme ve kına yapan kadınları, hikâye anlatıcıları, hatta maymunları ve dans eden yılanlarıyla kendinizi Fas kültürü içerisinde kaybedeceğiniz rengârenk bir ortamdır.
Pazarlığın nerede olursanız olun yapılması gereken şehir Marakeş, rengârenk bir kültürün içine sizleri alacaktır. Koutubia Camii ile tarihi soluyabilir, mimarı Fransız ressam Jaques Majorelle olan Jardin Majorelle bahçesindeki devasa kaktüsler ve bitkiler ile de küçük fakat farklı bir doğanın içerisinde kaybolabilirsiniz. Marakeş, Fas’ın şaşırtıcı ortamları ve hareketliliğiyle farklı bir dünyaya geçiş yapabileceğiniz en renkli şehirlerindendir.
2- Kahire \ Mısır
Bir yanda dünyanın yedi harikasından biri ve hala ayakta duran tek eseri piramitler, firavunlar ve çöl, diğer yanda sessiz sedasız akan Nil…Eski Mısır, Roma ve Osmanlı bir arada. Tapınak, sinagog, kilise ve camiler yan yana. Medeniyet tarihinin unutulmaz karakteri Kahire’yi görmeyen, dünyayı görmüş sayılmaz der Bin bir gece masallarında…Tarihsel sürekliliğinin etkileyiciliği ile akan hareketli bir yaşam.
Tarihte verilen ve hala verilmekte olan kavgaların, mücadelelerin etrafında, sıvasız-boyasız evlerin, kapısız arabaların içinde tüm bunlara rağmen kalabalık, hüzünlü fakat bir o kadar da canlı ve rengarenk hayatlar… Eşsiz mimariye sahip tarihi yapıların bulunduğu Kahire’deki eserleri ve mekanları gezmek için sabırsızlanın.
3- Şafşavan (Chefchaouen) \ Fas
Masmavi gökyüzünün yerleştiği sokaklarda kaybolmanız için mutlaka gitmeniz gereken şehir, Şafşavan (Chefchaouen)…
Bu kadar mavi sokağın bir arada olduğu başka bir manzara var mıdır bilemiyorum. Vize istenmeyen ülkeler arasında olan Fas için öyle yüklü bir masrafa da ihtiyacınız yok. Her bir adımınız için ayrı bir fotoğraf karesini işgal eden bu şehirde, gözleriniz mavinin huzuruna doyacak. Şehrin otantik dokusunda finalinizi yaparken gün batımının maviliklerle dans edişine şahit olacağınız bir tepe manzarası da hafızanızda derin izler bırakmaya yetecektir.
4- Sidi Bou Said \ Tunus
Sidi Bou Said Tunus’ta başkente 20 km uzaklıkta bir tatil beldesidir. Yerleşik nüfusu yaklaşık 20 bin kişidir. Tunus’un en eski yerleşim yerlerinden biri olmasının yanı sıra ülkenin en çok turist çeken bölgesidir. Her yıl yüzbinlerce turist bölgeyi ziyaret etmektedir.
Belde, ismini Magrib bölgesinin büyük tasavvuf alimlerinden Sidi Bou Said’den almıştır. Akdeniz’i tepeden gören panoramik konumu sayesinde bölge uzun yıllar topçu kışlası olarak kullanıldığı, Sidi Bou Said’in de yaşadığı dönemde bölgeden geçen ticaret gemilerine koruma sağladığı bilinmektedir. Bölge 17. Yüzyılda Magrib’in büyük kabilelerinden Hüseynilerin kontrolüne girmiş ve bu dönemle birlikte büyük konaklar inşa edilmiş, yerleşim yeri haline gelmiştir. Klasik İslam mimarisine sahip konaklar yüzyıllar boyunca soylu Arap ailelerine ev sahipliği yaparken günümüzde otel olarak varlıklarını sürdürmektedir. Konakların en dikkat çekici yanlarından birisi ihtişamlı ve rengarenk kapılarıdır. Mavi ve beyazdan oluşan evleri, zenginliğin sembolü olan her renkten el işlemesi kapılar süslemektedir.
Ayrıca bölge ile özdeşleşmiş kuş kafesleri boyutlarına göre 10 ila 100 dolar arasında en çok satılan hediyeliklerdendir. Sidi Bou Said’in diğer iki sembolü ise zeytin ağacı ve Bambaloni tatlısıdır. Beldeye şehir merkezinden tren ve taksi ile kolayca ulaşım sağlanabilmektedir.
5- Cezayir \ Cezayir
İsmini ülkesinden alan Cezayir şehri aynı zamanda Cezayir’in başkenti ve en büyük şehridir.
Sahil şehri olması olması sebebiylede ilgi odağı olan şehir asıl namını şehir merkezindeki çoğu evin beyaz renkte olmasından dolayı beyaz şehir olarak bilinmekte ve tüm beyazlığın ihtişamıyla insanları büyülemektedir.
Yıllardır farklı kültürlerin hemhal olduğu şehir olan Cezayir dar sokaklarında gezerken her kültürden izlerin yansımalarını görür ve hissedersiniz. Bu iç içe geçmişliğin en güzel örnekliği Ketchaoua Camii’nde görülür. 1612 yılında cami olarak inşa edilen yapı 1845 yılından 1962 yılına kadar katedral olarak kullanılmış ve sonra tekrar camiye döndürülerek UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yerini almıştır.
Tüm bu nedenler ve insanlarının sıcakkanlılığı ile birlikte gezilmesi gereken yerlerden birini alıyor Cezayir.
Yazarlar
Marakeş: Asude Kar
Kahire: Abdullah Sefa Çiydem
Şafşavan: Ebrar Saliha Kopmaz
Sidi Bou Said: Hasan Sarıtaş
Cezayir: Salih Okur