Ağaç olmak, toprakla bağ kurup göğe yükselmektir. Yaz kış demeden seneler geçse de ayakta durup gölge etmektir. Gölgesi ferah, meyvesi pek güzel olur. Suyla can bulur, ihtişamıyla can katar.
İnsanoğlu dünyada bulunduğu süre içerisinde ağacın önemini göz ardı edememiş ve hayatının merkezine almıştır. Bu sebepledir ki ağaçlar can damarımızdır; meyvesi, gölgesi, özü de dahil elde edilen verim insanlık içindir. Bütün bunların altında ya da kökünde ağacın anlamı yatar. O anlam ki çeşitli millet, topluluk ve inançların merkezi noktalarında yer edinmiştir. “Hayat Ağacı” tabiri ile yüceltilmiş, destanlaşmış, değer üstüne değer kazanmıştır.
Çoğu milletlerin ve dinlerin mensupları, hayatı anlamlaştırma ve ilahi değerleri sembolleştirmede Hayat Ağacı’nı kullandıkları ortadadır. İbadet merkezlerinden yönetim merkezlerine kadar birçok yapıda sembollere rastlanmaktadır. Tanrının evini anlamak ve somutlaştırmak maksadıyla çeşitli sanat eserleri yapıldığı da diğer bir gerçektir. Edebiyatta ise şiirlere, destanlara, öykülere konu olmuştur.
Hayat Ağacı aynı zamanda bereketli ve sağlıklı bir yaşamın simgesidir. Öyle ki bizlere kök salması ve boy atması ile ilham olmuştur. Kök salıp temel kurmak, gelişmek ve boy atmak… Beslendiğimiz kaynaklarla özümüzün oluşması ve faydalanmak isteyene meyvelerimizden vermek adına temel düsturları da salık vermiştir.
“Dünya Ağacı, Şaman Ağacı, Evliya Ağacı, Ulu Kayın” gibi isimlerle Türk tarihinde ve mitolojisinde de yerini kuvvetlice koruyan “Hayat Ağacı”, kendi başına bir ders ya da öğreti kabul edilebilir. Topraktan çıkana saygı duyup yücelten bir tarih akışı içinde ağacı topraktan kesmeden yükseltme düsturunu benimseten bir öğretidir bu.
Dolayısıyla Hayat Ağacı’nı sanat ve edebiyatta şimdiye kadar nasıl değerlendirdiysek nesillerimize ve dünyaya bu yollarla kazandırmaya devam etmeliyiz. Halı ve kilimlerimizden çeşitli tablolarımıza kadar motiflerini ve sembollerini gördüğümüz Hayat Ağacı’nı bizlerin de hayatında önemli bir konuma yerleştirip izlerini bırakması amacıyla siz okurlarıma Hayat Ağacı değerimizi hatırlatma gayreti içerisindeyim.
Bir su damlasın toprağıma,
Can gelir belki yaprağıma.
M. Nuri Kara