Ya Elektrik Kesilirse

Arkadaşımın ofisinde oturup sohbet ediyorduk. Ofis bir apartmanın giriş katında yer alıyor. Aniden apartmanın elektriği kesildi ve insanları garipsediğim bir şekilde telaşlanmış gördüm. Herkesi eli ayağına dolanmış, ne yapacağını bilemez halde buldum. Bu kesinti hayatta insanın nasıl konumlandığı hakkında bir miktar fikir veriyor. 

Hız ve hazzın hüküm sürdüğü ve küresel anlamda tek bir medeniyet etrafında şekillenen modern dönemin insana kattığı arazlardan biri de dizayn etme yeteneğini yok etmesi. Bunun bir tezahürünü çocuklarda görebiliyoruz. Ellerinde bilgisayar, telefon ve türevlerini ve de bunların sundukları sosyal-bilişsel dünyayı kaybettikleri anda, ki bu süreler kısa oluyor, kendilerini boşlukta bulabiliyorlar. Son yıllarda geometrik olarak artan teknolojik gelişmeler aslında aralarında çok zaman olmamasına karşın bir önceki nesille olan makası gün geçtikçe açıyor. Çocuklar kendi başlarına veyahut birkaç çocuk bir araya gelerek ellerinde bulunan imkanlar ile basit bir oyun bile kuramayıp vakit geçiremeyecek düzeyde kurulu olanı tüketmeye alışmış daha doğrusu buna mecbur bırakılmış vaziyetteler. Sanal dünyanın onlara sunduğu kurulu olanı oynuyorlar, kurulu olanı izliyorlar ve dizayn edileni bir sonraki haz merhalesine ulaşmak için bekliyorlar. Tüm bunların hepsi yüksek bir hızla tüketilmeye devam ediyor. Aynı hadise yalnızca tasarlananı tüketmeyi öğrenmiş neslin ve küresel medeniyete ayak uyduran günümüz insanının düşünce dünyasında da teşekkül ediyor. Sürekli hazır halde bilgi ve fikir bombardımanına maruz kalan insan, düşünüleni düşünebiliyor, özgün fikirler üretmekte biçare kalıyor. Düşünebilmeye tenezzül bile etmeyecek tembelliği de üzerinde bulunduruyor. Bu tembellik modern insanın zihinsel faaliyetlerini de kısıtlayarak aslında küresel kültürel iktidarın himayesinde yaşamasına ister istemez yol açıyor. 

Elbette bahsedilen mesele komplocu bir algıya bizi sürüklememeli. Zihinsel ve kültürel olarak kuşatılan ve kurgulanan modern dünyada tüm bunlar her ne kadar bilinçli olarak sağlanmış olsa da komplo teorilerine teslim olup sorumluluktan kaçmamak gerekiyor. 

Hülasa öncelikli olarak kendi zihin dünyamızın ufkunu genişletmemiz, daha çok düşünmemiz, akabinde çocuklarımız başta olmak üzere yetiştireceğimiz nesillere örnek ve öncü olmakla yükümlü olduğumuzu bilmeliyiz. Böylece onların düşünme ve kurgu becerilerini oluşturmalarına katkı sağlayabiliriz. Aksi halde elektrikler kesildiğinde elimizin ayağımızın dolanmasına mahkum oluruz. 

Rıdvan Bingül